Edirne Gezi Rehberi

Edirne içinde her tarafa yürüyerek gidebilirsiniz. Ama bazı uzak yerlere taksi ile ucuz bir fiyata gidebilirsiniz. Sarayiçi ve Yeniminare Tunca nehri karşısındadır. Diğer bir köy Karaağaç, Tunca,Meriç  nehri karşısındadır. Çoğu şeyler birbirine ve şehir merkezine yakındır.

Selimiye Cami – Cami şehrin gökyüzünü kuşatıyor. Etrafındaki tepelerden bile daha yüksektir. Ebatlar üzerinde yapılan bir oyun sayesinde binaya yaklaştığınız zaman daha küçük görünüyor. Mimar Sinan ın büyük bir şah eseridir. 16. y.y. yaşamış bir Osmanlı mimarıdır. Selimiye Osmanlı mimarisini izlerini taşır. 2011 de UNESCO dünya miras listesine girmiştir. Mimar Sinan bu eserinin en iyi işi olduğunu söyler.asıl kubbe kademeli yarım kubbeler üzerinde yükselmesine rağmen ,Selimiye 43,25mt. Yüksekliğinde ,31,25mt. Çapında tek bir lebi ile örtülmüştür. Kubbe sekiz sütuna bağlı bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Kasnak fil ayaklarına 6 mt. Genişliğinde kemerlerle bağlıdır. Bu şekilde caminin içi daha ferah ve daha geniştir.  Kubbe şimdiye kadar yapılan en büyük kubbedir. Caminin minareleri(70,89) dünyanın en yüksek  ikinci minareleridir. Yeni Delhi Hindistan da ki Qutb Minar (72,50)daha yüksektir. Caminin toplamda 999 tane penceresi vardır. Mimar Sinan a göre bu Allah ın mükemmelliğini gösterir.  Kubbe ve duvarlar ,hattat ve geometrik dizaynlarla dekore edilmiştir. Çoğu mavi,pembe ve karışık renklerle boyanmıştır. Sultanahmet camisini sevdiyseniz bu camiyide seveceksiniz, çünkü Sultanahmet bu caminin kopyası gibidir. Ters lale şekilleri Edirne nin sembolüdür ve merkez kubbenin hemen sağ tarafında,çeşme de mermer üzerine yapılmıştır. Bu ters lalenin ,arsa sahibinin arsayı  camiye gönülsüz verdiğini temsil ettiği söylenir. Cami avlusunda bir müze vardır ve ücretsizdir. Çok ilginç biblo ları burada görebilirsiniz.

ESKİ CAMİ. Şehrin en eski üç camisinden birisidir. Küçük olan bu caminin iç kısımlarındaki duvarlarda çok güzel hattat çizimleri ve merkezi bir kubbe vardır. Ücretsizdir.

ÜÇ ŞEREFELİ CAMİ. Bu cami kolaylıkla tanınabilir. Dört tane minaresi vardır ve her biri farklı şekli vardır. 15. y.y. da yapılan  bu caminin üç tane balkonu ve adını bu üç balkondan alan caminin iç kısım kubbesi renkli bir şekilde boyanmış ve etrafındaki küçük  kubbelerin hepsi farklı renklere boyanmıştır. Ziyarete açıktır.

MAKEDONYA KULESİ. Üç şerefeli caminin hemen yanındadır. Kulenin bu adı almasının sebebi muhtemelen direkt Makedonya ya baktığı içindir. Kulenin içine girebilirsiniz fakat yukarı çıkmak mümkün değildir. Üç şerefeli caminin yakınlarında iken ,etraftaki yüksek tepeye bakın ve kırmızı tuğladan yapılan kulenin tepesindeki bayrağı göreceksiniz. Kule 1953 kadar saat kulesi olarak kullanılmış. Daha sonra üst tarafı yıkılma tehlikesinden dolayı kulenin üst tarafı kırılmıştır.

ARKEOLOJİ MÜZESİ. Ali paşa mah. Kadir paşa sok. +90284 225 11 20. tarihi eserlerin yer aldığı bu müzenin bahçesinde görmeye değer  eski Trakya tarihine ait şeyler vardır.

İSLAM ESERLERİ MÜZESİ. Selimiye cami arkasındadır. Arkeoloji müzesidir.

Saraçlar caddesi. Kaldırımları olan ,kafe ve lokantaların ve mağazaların bol olduğu bir caddedir. Buradaki eski binalar neoklasik tarzındadır.

Kale içi Edirne

 Yerel olarak Kaleiçi diye adlandırılır. “duvarlı şehir” burası şehrin en eski bölümüdür ve kapılar yıllar önce kaybolmuştur. 19.y.y. da büyük yangında çok fazla zarar görmüştür. Ana bölüm ,Maarif caddesidir. Saraçlar caddesinin iki blok batısındadır. Maarif caddesi boyunca tahtadan evler vardır. Yüksek duvarlar çok dengeli bir şekilde yapılmıştır ve bazı yerler harabe gibidir. Caddenin sonunda Yahudi Sinagog u vardır. Bu sinagog Türkiye nin ve Balkanların en büyüğüdür. Fakat yavaş yavaş çürüyor ve tahta camlar ve çatılar dökülüyor. 1997 de ki çok zarar gördü. Ön taraftaki taş duvarlar sinagogun  şeklini görmeniz için yeterlidir. İçeri girmek yasaktır. Burada birde küçük bir kilise vardır. Katolik kilisesi olarak hizmet vermiştir . şimdilerde ,okul olarak kullanılıyor. Kale içinde   bir kaç tane Osmanlı camileri de vardır.

Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaş Müzesi . Şehir mezarlığının hemen yanındadır. Rüştü Paşa ya adanmış bir anıttır. Balkan savaşlarında ordunun komutanı olarak görev yapmıştır. Buraya yapışık olan müzede o dönemden kalma birkaç tane silah vardır. Şehirdeki en yüksek tepede bulunmaktadır. Buradan şehri ve nehir etrafındaki ağaçları  görebilirsiniz.

MURADİYE CAMİ. Sarayiçi köprüsüne yakın ve şehrin kuzey tarafındadır. Ücretsizdir.

Sarayiçi Edirne

Tunca nehri köprüsünü geçip bir adaya varıyorsunuz. Ada Tunca nehrinin iki bölümüyle çevrilidir. Modern bir stadyum ki bu stadyumda güreş yarışmaları olur ve şampiyonların heykellerini görebilirsiniz. Hemen onun yanında Adalet kulesi vardır. Bu sağlam kulenin bir Osmanlı eseri olduğunu söyleyelim. Kulenin yanında daha küçük bir köprü sizi yüzyıllık ağaçların olduğu bölüme götürür. Hemen sağınızda 1913 de Edirne kuşatmasında şehit düşen askerlerin şehitliği vardır. (Balkan Savaşları Şehitliği). Çalılıkların hemen arkasında bulunan bu şehitlik ,diğer Türk mezarlıkları gibi sıradandır çok ilginç değildir. Yalnız Gelibolu daki şehitlik görmeye değer bir yer ve yaklaşık 30 000 askerin olduğu söyleniyor. Nehirden biran Former sarayın kalıntıları vardır. Bu bölge de restorasyonlar yavaşça ilerliyor. Biz yinede sizin gidip gezmenizi istiyoruz.

Sarayiçi nin güney tarafı yeniminaret civarıdır . Sarayiçi gibi iki köprüyle adaya bağlıdır. Tunca nehri ve medikal müze arasındadır.

Medikal Müzesi.  Bu müze 2000 li yıllarda Avrupa yılın Müzesi ödülünü almıştır. Osmanlı zamanında deli hastanesi olarak kullanılmıştır ve Beyazıt Külliyesine yapışıktır. Hastanenin tedavi şekli kayda değerdir ,çünkü hastaları hücrelere kapatmak yerine müzik ve çiçekli bahçelerde oturtarak tedavi etmeye çalışmışlar. Bugün çoğu okullarda Osmanlı nın uyguladığı bu metot gösterilir.

Gazi Mihal Köprüsü. Yeniminaretin güneyinde şehir merkezinin batısı Gazi Mihal Köprüsüdür. Uzun kemerli köprü Bizanslılar zamanında yapılmıştır ve 1420 de tekrar tamir edilmiştir. Gazi Mihal Paşa tarafından  yaptırılan bu köprü görmeye değer bir yerdir.

Şehrin güneybatı tarafında Karaağaç bölgesi vardır ve Meriç nehri civarıdır. Bu alan Türk Yunan sınırıdır. İki Osmanlı köprüsü Karaağacı aşağı şehre bağlıyor. Bu köprüler gidip gezmeye değer yerlerdir. Güneybatıdaki kısa ilk köprü Kaleiçi .sinagog ve Maarif caddesine gider. Tunca nehri 250mt. Uzaklıktadır. İkinci köprü Meriç birinciden daha uzundur. Köprünün tam ortasında tipik Osmanlı stili vardır. 2,5 km uzunluğundaki parke taşlı yol orman içinden geçer ve Meriç köprüsüyle Karaağaca götürür. Yolda Söğütlük isimli bir ormanlık alan vardır ,giriş 2 tl. dir. Piknik yapmak isteyenler hafta sonları nehrin kenarına geliyor. Karaağaçta şehre göre bir ilçe havası vardır. Çevrede birkaç tane konaklar vardır. Karaağacın güneybatısında ,Osmanlı tarzı Trakya Üniversitesi Rektörlüğü vardır,çok güzel bir bahçe içine yapılmıştır. Binanın geçmişi 19.y.y. a kadar gidiyor. Aslında bu bina buharlı trenler için istasyon olarak yapıldı ,fakat daha sonra 1998 de üniversite bu binayı devraldı. Binanın sağ tarafında Lozan Anıtı vardır ,Anıt, metalden yapılmış,üç kolonludur,bu kolonlar Türkiye yi temsil ediyor.Bir bayan tam ortasında elinde bir kağıtla duruyor. (uzun olan Asya tarafını,orta boy kolon batı Trakya yı kısa olan Karaağacı temsil ediyor. )kadını elindeki bu kağıt 1923 te Türkiye tarafından kabul edilen Lozan antlaşmasını temsil ediyor. Anıtın hemen arkasında ,çam ağaçları arasında .açık hava heykel sergisi vardır ve ücretsizdir. Mermer heykellerinde olduğu bu sergide komşu ülkelerden gelen heykeltıraşlarında eserleri vardır.