Amerika Doğu Yakası

23 günlük doğu yakası rotama 5 şehir sığdırdım. Bir şehirden diğerine geçerken hep tren kullandığım bu gezide, yalnızca Washington DC-Miami arasındaki mesafeyi uçakla kat ettim.

İLGİLİ :   Türkiye’nin En Tehlikeli 22 Mahallesi

New York

İLGİLİ :   Amerika’da Garip ve Ürpertici Seks Tarikatları

Gezimin başlangıç noktası Türk Havayolları’nın 11 saat süren direkt uçuşuyla vardığım New York oldu. New York izlenimlerimi ve tavsiyelerimi daha önceden başka bir yazımda paylaştığım için burada New York’tan tekrardan bahsetmeyeceğim. New York yazıma bu linkten ulaşabilirsiniz: http://seyyahbohcasi.com/2014/09/28/new-york/

Boston

New York’ta yoruldum, Boston’da dinlendim. Boston’da geçirdiğim 4 gün doğrusu bana ilaç gibi geldi. New York’un kaosuna bile alışılıyorsa, Boston’un temiz havasına, yemyeşil parklarına ve düzenli sokaklarına alışmak pek de zor olmasa gerek.

Boston’un oldukça basit ama gayet yeterli bir metro sistemi var. O nedenle ev-iş/okul arası gidip gelirken trafik işkencesi yaşamayan Bostonlular, genel olarak rahat, saygılı ve stressiz insanlar. Böylesi stressiz bir ortama girince siz de illa ki biraz rahatlıyorsunuz, dinleniyorsunuz.

Boston ayrıca Harvard ve MIT gibi üniversitelere de ev sahipliği yaptığından genç, dinamik ve iyi eğitimli bir nüfusa sahip. Boston’u Amerika’nın kurtarılmış bölgesi olarak ilan etsem abartmış olmayacağım sanırım.

Doğu yakasını gezmeyi planlayanlar, Boston’u mutlaka rotanıza dahil edin.

Boston’da Sevdiğim Yerler

Museum of Fine Arts (MFA): Dünyanın birçok yerinden getirilmiş sanat eserlerini inceleyebileceğiniz şahane bir sanat müzesi olan MFA, Boston’ın en önemli müzesi.

Boylston ve Newbury Street: Boylston ve Newbury birbirinden güzel, rengarenk iki sokak. İster alışveriş delisi olun, ister kitabınızı okurken kahvenizi yudumlayabileceğiniz bir kafe bakıyor olun, bu iki sokak mutlaka hoşunuza gidecek.

Copley Square: Şahane bir bina olan Boston Halk Kütüphanesi’ni de ziyaret edebileceğiniz hoş bir meydan.
Harvard Museum of Natural History: Ben bu müzeden müthiş keyif aldım. Hayvanlara, bitkilere ve genel olarak doğaya dair birçok şey öğrenebileceğiniz enteresan bir müze.

Cambridge: Charles Nehri’nin diğer tarafında MIT ve Harvard Üniversitesi’nin bulunduğu bölge. Genç ve dinamik nüfusun merkezi.
Quincy Market ve Faneuil Hall Marketplace: Şehrin merkezinde yer alan bu iki pazar kesinlikle görülmeye değer.
Hannover Street: İtalyan restoranlarının bulunduğu hareketli bir sokak. Güzel bir İtalyan yemeği tatmak isteyenler buraya mutlaka uğrasınlar.

Amerikan bağımsızlık hareketinin yeşillendiği yer olarak bilinen Philly, doğu yakası gezimin üçüncü durağı oldu. Amerika’nın en yoğun nüfusa sahip beşinci şehri olan Philly’de kendinizi yorucu bir kaosun içinde bulmadan büyük bir şehirde olmanın keyfini yaşayabiliyorsunuz. Grafiti ve heykellerle dolu olan şehrin, özellikle sokak sanatı aşıklarının ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

Philly’de Sevdiğim Yerler

City Hall ve Çevresi: City Hall şehrin birçok noktasından görülebilen ihtişamlı bir bina.
LOVE Park: Şehrin sembollerinden birine dönüşen Robert Indiana’nın LOVE isimli heykelinin bulunduğu park.
Philadephia Sanat Müzesi: New York ya da Boston’daki kadar büyük olmasa da gezilip görülmeye değecek bir sanat müzesi. Ayrıca müze binasının bulunduğu konumdan şehri görmek çok keyifli. Sanat müzesi gezmeyi sevmiyorsanız bile sırf şehir manzarası için buraya gelebilirsiniz.

Rodin Müzesi: Paris dışında en çok Rodin eserinin bulunduğu müze.
Tattoed Mom: Tuvaletleri dahil her bir noktası grafitilerle dolu olan bar, son derece alternatif ve enteresan bir mekan. Fırsat bulursanız burada mutlaka bir iki kadeh bir şeyler için.
Philadelphia Beard & Mustache Club Meeting tt22

Philadelphia House: Philly’de şehir merkezinde kalacak hostel arayanlar Philadelphia House’a bir baksınlar. Burası son derece eğlenceli ve ilgili bir ekip tarafından işletilen aşırı temiz ve bakımlı bir hostel. Fiyatlar da gayet uygun.

Washington DC

‘Sıkıcı’ bir şehir olarak bilinen başkent Washington DC, her geçen gün bir yenisi eklenen kafeleri, barları ve restoranlarıyla aslında gayet canlı ve hareketli bir şehir.

Beyaz Saray’ı gezip en ‘birincil’ turistik sorumluluğunuzu yerine getirdikten sonra National Mall’daki bir sürü ücretsiz müzeden ilginizi çeken birine göz atabilirsiniz. National Mall sayısız anıtları ve müzeleriyle şehrin turizm merkezi.

National Mall’u pek sevemediyseniz, bir de Georgetown’a uğrayın. Güzel binaları, çiçeklerle süslenmiş sokakları, mağazaları ve güzel kafeleriyle Georgetown içinizi açmaya yetecektir.

Miami

Latin Amerika’dan sonra en büyük Latino nüfusuna ev sahipliği yapan Miami, tropik iklimi ve şahane plajları ile deniz tatili yapmayı dört gözle bekleyen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden biri. Miamililerin birçoğu hem İngilizce hem de İspanyolca konuşabiliyor, fakat zaman zaman İngilizce bilmeyen Miamililerle karşılaşırsanız şaşırmayın. Miami’de sadece İspanyolca konuşarak rahatlıkla hayatınıza devam edebilirsiniz.

Tropik bir iklime sahip Miami’de iki iklim var. Kasımdan nisana daha ılıman ve yağmursuz bir iklime sahip olan şehir; mayıs ve ekim ayları arasında bir taraftan kavrulurken diğer taraftan yağmura boğuluyor. Yağmursuz olan sezon Miami’nin en dolu ve hareketli olduğu sezon. Yağmurlu sezonda Miami, kışın gidilen bir Bodrum gibi. Kaynak: Seyyah Bohçası

Amerika Doğu Yakası
Amerika Doğu Yakası

Check Also

Ekvador

Ekvador Nerede?

Ekvator hangi ülkeye bağlı? Başkent: Quito Nüfus: 12,6 milyon (2001) Resmi dil: İspanyolca Çoğunluk grubu: …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sahifa Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.